Friday, June 5, 2015

Yattım kalktım, yattım kalktım hoop Avusturya'dayım İsmail!


Üç gün, üç gece süren yazılı sınav maratonundan sonra, kaldığımız yerden devam ettik ev toplama işine. İlk iki senesini San Diego'da geçirdiğim doktora hayatıma üçüncü senemde Santa Barbara'da devam etmek üzere kaplumbağa misali taşıdık evimizi Pasadena'ya!
Eşyaların kolilenmesi, kamyona yüklememiz, Aykut'un yüklü kamyonu benim de yüklenmiş arabamızı yollara vurmamız, downtown San Diego'ya ve ilk evimize veda edişimiz, yeni evimize ulaşmamız ve kolileri boşaltıp eşyaları yerşetirmemizle bir de bakmışım ki zaman uçmuş gitmiş ben pasifik zaman diliminden doğu avrupa zaman dilimine ulaşmışım bile!
Hastalık ve jetlagle bölünen, ama bir o kadar da dingin ve sakin geçen bir haftadan sonra, yine havaalanlarında valiz çekerken buldum kendimi. Bu sefer istikamet, yazın üç ayımı geçireceğim, Avusturya'nın minik şehri Villach'tı!

Öncelikle sevgili uçuşumuzun üç kere kapısının değişmesi ve her seferinde insanlarin sıraya girmek yerine kümeler oluşturmasıyla yolculuk pekte sakin başlamadı diyebilirim. Sabiha Gökçen havaalanını sevmiyorum gerçekten. Bir elektrik prizi için on takla attığım, ya da tuvaletlerinden tiksindiğim için değil. Bir türlü bitmeyen keşmekeşi insanı Atatürk Havaalanını bile arattırıyor çünkü.

Vienaya vardığınızı anlamıyorsunuz bile aslında. Zira burada herkes Türk! Su almak için girdiğiniz marketten, ucuz tren bileti alma tiyolarını da öğrenerek ayrılabilirsiniz örneğin . Ama henüz bu deneyimi yaşamadıysanız, valizinizi alıpta tren istasyonuna nasıl giderim diye yaklaştığınız ÖBB ( Avusturya Tren Şirketi) deki görevli uyuz teyzenin elinize tutuşturduğu 55 euroluk tren biletiyle viyana  karşılama töreniniz son bulabilir. Havaalanından en mutlu ayrıldığım an, yardımsever otobüs şöförünün 8 euro karşılığı ben tren istasyonuna götürebileceğini öğrendiğim an oldu. Yardımsever dediysemde, hangi durakta ineceğimi ( ki hepi topu bir durak ama neredeyse bir saat sürüyor) söylemesini kastediyorum. Zira valizinizi kendiniz koyuyorsunuz otobüsün bagajına. Uzun süreler AŞTİ otobüs terminalinde bu işi yaparken muavin izlemiş bendeniz bunun ne zor bir iş olduğunu hiç bilememişim meğersem. 

Bu günkü postu Villacha varışımla bitiremiyorum zira bir post için yeterince yazdım bile . Ama bitirmeden son amme hizmetimi yapayımda tam olsun: Tren için daha uygun bilet bulmak için internetten kovalamak gerekiyormuş ve adı SparSchiene imiş bu biletlerin. Ancak ucagi 45 dk rotarlı gelen biri olarak bu önceden bilet saatini değiştiremediğiniz bileti almamış olmak o kadar da üzmedi beni. Daha yaz uzun. Önümüzdeki yolculuklara inşallah.



P.S: İsmail kim diye merak edenler için gelsin:




No comments:

Post a Comment