Wednesday, September 28, 2011

Tersi Yüzü

Beyninin içinde kuyrukları birbirine değmeyen 40 tilkiyle dolaşan bendeniz, sonunda blogunu da kendine benzetmiş bulunmakta! Müjdeler olsun! Her ne kadar buraya bari abur cubur şeyler yazıp, salataya çevirmemeye çabalasam da yine olmayacak anlaşıldı. O halde başlıyorum bu aralar ki gündem maddelerimi özetlemeye sevgili blogum.

Öncelikle Ayşegül le yaptığımız kahvaltı sonrası geçmişimden gelen sevimli ceviz reçeli anılarım beni yaklaşık bir haftadır rahat bırakmıyor. Haftasonu gittiğim Beypazarında adının Cevizli Bağ olmasına karşın bu reçelleri barındırmayan restoranda tek tesellim muhteşem yaprak sarmaları oldu. Oturduğum semtte gitmediğim market kalmadı ama bu zahmetli reçeli barındıran hiçbirine rastlayamadım ne yazık ki. Bugün artık Balgat daki Kır Çiçeği restoranına gidip, artık bu ızdırabıma bir son vermeyi umuyorum.

GRE , TOEFL derken bir hayli yorulmuş ve sıkılmış bünyemin sonucu olarak artık hiçbişey yapamıyorum. Yapmam gerekenin okulların başvuru zamanlarını not edip, gerekli başvuru belgelerini toplamak olduğunu bildiğim halde tüm günümü aptal internet sitelerinde asla işime yaramayacak bilgileri öğrenmekle geçiriyorum.
Misal baklava desenli friendship bileklikleri nasıl yapılır, artık biliyorum.



Sonbahar en sevdiğim mevsimdir aslında. Ama bu sene ki kadar uyuz geçirmemiştim hiç bu güzelim ayları. Sebebini bulamadığım, çevremdeki hiçbişeyi suçalayamadığım bu dönemde kafayı yememek için derhal başka bişeylerle uğraşmalıyım. Günlük hayat gayesi ne giysem olan kızların bloglarında dolaşarak ne kadar daha kaçacağımı bilmiyorum.

Evet bu şaheser(!) bana ait!:)

Birçok kitaba başlıyorum, okuyorum ilk birkaç sayfasını sonra tekrar başucu kulesinde yerlerini alıyorlar. Bu aralar sahne alan sıkıntı dünyam, sanırım en büyük zevkimi de köreltiyor. Biryerden başlamalı ya tekrardan, için ucunu bulamıyorum.

No comments:

Post a Comment