Thursday, April 19, 2012

Üzüntü ve Muz Kabuğu

Dust in the Wind Painting Kent Whitaker
Aslında Dust in the Wind 'di bugün düşündüğüm, uzun bir ara sonrası yazısının başlığı. Ama sabah şerifleri hayrolmadı. Belki de hayroldu, yok yok, bence halloldu. Oldu işte bişeyler, uzatmamak lazım. Önümüzdeki maçlara bakacağız artık, lig daha bitmedi diye umuyorum. Kansas'tan dinleyelim ama yine de.



Dışarıda rüzgar yine iş başında, dün tozu yüzümüze gözümüze sokan Ankara Kasırga'sı, bugün yerini Yağmurlu Ankara Kasırga'sına bıraktı. Bir ara şehrime çöl havası hiç yakışmıyormuş dedim. Zaten Karadeniz'li bünyeme de çöl havasının iyi geleceğini sanmıyorum.

Ben neler yaptım, bu aralar onu yazmak istedim. Birileri merak ediyodur diye değil elbet,yazmanın bir amacı olmalı diye düşünmüyorum. Amaçsızca yazdığında daha çok anlam çıkabiliyor. Zira anlamı yükleyen çoğu zaman okuyucu.

Dali'nin resimlerini görmeye gittim ama gördüklerim sanki güzel kopyalarıydı. Çok cahilde tabirler kullanmak istemezdim ama orjinal resimleriymiş gibi gelmedi bana ne bileyim. Tekniği hakkında bir bilgim olmadığından fazla atıp tutamayacağım ama beklediğim şeyi göremedim diye özet geçebilirim. Ama Cermodern'e aşık oldum. Sabancı'da, Rembrandt' da hayal kırıklığına uğramayacağımı düşünüyorum. (Özellikle dünya gözüyle Night Watch'ı gördükten sonra). Bir de Van Gogh Alive'a gideceğim kısmetse. Ama onu da yerinde görmüş biri olarak, zaten büyük beklentilerim de yok.



Van Gogh'un yeri demişken, bu aralar bir Hollanda yazısı yazacağım üşenmezsem. Bir sene geçti üzerinden hala duruyor aklımın bir kenarında. Giderken kendime söz vermiştim, ben ordan buldan bulana kadar canım çıktı, sevgili internet kullanıcısı çekmesin aynı ızdırabı diye. Yapacağım söz!


Size de olur muydu bilmiyorum. O çizgi filmi izleyenler hala hatırlıyordur ama üzüntü ve muz kabuğunu. Bir maymun çıkıp bunu söyler gider, programda biterdi. Şimdi de ben yolluyorum balonu ve maymunu, içine bir de hayallerimi koydum .


Bu arada Tchibo'dan bileklik dokuma aleti aldım. Seri üretime geçeceğim. Sadece bileklik değil, saç bandı ve kemer de yapmayı planlıyorum. Akademisyenlik de neymiş?

Dün My Fitness Pal diye günlük yediğiniz ve içtiğiniz herşeyin günlüğünü tutabildiğiniz bir uygulamaya başladım. Başlamam ve bitirmem aynı hızla oldu. Zira günlük 1200 e yakın kalori hakkım varken ben öğle yemeği sonrası bu hakkımı doldurmuştum ve günlük yağ limitimde de 25 eksiye düşmüştüm. Bu gereksiz bilgiden sonra artık bu yazıyı da sonlandırabilirim sanırım.

Best Regards,

Seda

No comments:

Post a Comment