Zlata'nın günlüğü diye bi kitap vardı,Saraybosna'da bir kızın savaş sırasında tuttuğu günlükten kitaba çevirilmiş.
Burçak Zlata'dan etkilenmiş başlamış günlük yazmaya. Şimdi de geriye o günlüğü kalmış. Ben de Zlata'dan etkilenip başlamıştım günlük yazmaya ama o günlüğü tutmayı lisede bırakmışım. Ayşe Kulin'in Sevdalinka kitabında da Zlata'nın tuttuğu günlüğe özenip, günlük tutmaya başlayan bir kız vardı. Burçak kendi günlüğünden kitap yapamadı ama, lösemiyle hayatının baharında kayarken yeryüzünden yerin altına, ailesi onun adına bıraktılar bu hatırayı dünyaya. Mavi Saçlı Kız'ı da okuyup günlük tutmaya başlayan var mıdır bilmiyorum ama Burçak'ın hikayesi de geçenlerde tesadüfen tekrar çıkınca karşıma insanların hergün yazdıkları blogları düşündüm. Öyle ya da böyle herkesin bir izi var artık. Bence bu okumayı sevenler için muhteşem bir armağan.
Son bir kaç seneye baktığımda hep hissettiğim bu aslında. Ne kadar da çabuk geçti zaman diyorum hep. "Gerçekten 3 ay oldu mu K6 yı bırakalı?", ya da "1 sene mi olmuş o olay olalı vay be!" gibi cümleler birbiri ardına diziliyor sürekli. Son bir senemin nasıl geçtiğini merak ettiğimde artık anılarım dışında elde tutulur bir yer daha olmuş ben fark etmeden. Satırların arasında gizli olan yaşadıklarım, bana bulundukları yerlerden gülümsüyorlar. Bir sene hep önemlidir. İlk bir sene. Hayatın ilk bir senesinde olur bütün önemli gelişmeler, insanın bağışıklık sistemi bile ilk bir seneki faktörlerle belirlenirmiş hatta. Yürümeye ilk bir sene içinde başlarsınız. İlişkilerin, evliliklerin hep ilk senesidir önemli olan, alışma süresidir kimine göre. İlkokuldan tutunda üniversiteye kadar eğitim hayatınızın her basamağında ilk seneyi atlatınca herşey daha bir rutin hale gelir. Bir işe başladığınızda, bir eve taşındığınızda hep ilk senedir sizin için farklı olan.
İş bu minvalde, buradaki günlüğümde artık ilk senesini doldurdu. Günlük demek pek doğru sayılmaz, çünkü hep kendimle ilgili şeyler değildi belki yazdıklarım, ama güne dair benim gündemime dair ne varsa değinmeye çalıştım.
Hayalimde böyle bir blog yoktu belki, oturup blog sahibi olmayı da hayal etmedim zaten merak etmeyin:) Ama son bir senedir ne zaman içimden gelse , içimdekileri dökebileceğim bir yer olduğu için mutlu oldum. Okuyan ve değerli yorumlarını da benimle paylaşan dostlarıma da çok teşekkür ederim.