Thursday, January 26, 2012

Çıngır Mıngır!

atillaatalay.blogspot.com'dan
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak bir kar ülkesinde bir kız yaşarmış. Bu kızın içinde, tıpkı yaşadığı şehrinkine benzer fırtınalar kopmaktaymış. Kar kalınlığı 30 cm'lere kadar varmış. Kız öylesine ürkmüş ki içini kaplayan bu kardan, bir daha dışarı çıkaramayacağından korktuğu düşüncelerini ivedilikle atmış bulduğu her delikten..


Bugünkü post için bir türlü zaman bulamadım. 2012 yılının ilk postu, yeni işin ilk postu, yeni bir ofisin ilk postu, karlı Ankara postu, sokaktan insan manzaraları postu... Kafa bir milyon ortalarda dolaşırken her zaman ki halinden kurtul, silkelen artık, dök postundaki karları Seda postuyla son buldu içimdeki hezeyan. Zira yazmazsam çatlamaktan korktum.



31 Aralıkta dayanılması zor bir kulak ağrısıyla karşıladığım 2012'ye antibiyotik ve sudafetle merhaba dedim. Kendimi o toplantıdan bu toplantıya koşarken izlediğim bu süreçte bir yandan da kulağımdaki şarkıları dinledim. Sonunda içindeki orkestra biraz olsun sessiz çalışmaya başladığında bu sefer geçmiş senenin hayaleti kapıyı çaldı. Ama ne çalış! Adeta kırdı geçti ortalığı, enkazın altından hala insan sesleri geliyor.




Neyse efendim, bir eğlencem vardı, onu da soldurmayayım. Hepinize buradan selam çakayım istedim. Erteledikçe ertelenen hayatları bir kenara bırakıp, artık kaldığımız yerden devam edeyim istedim. Size de tavsiye ederim. Herkes birşeyler söyledi, şimdi ortalık sakinken ben rahatça klişelerimi yapabilirim, huzurlu, sağlıklı ve sevdiklerinizle dopdolu bir sene diliyorum.






Bir de bahar gelsin, çimlere yayılalım  tez vakit.